'aşk'ın bir insan değil, iki insan olduğunun anlaşılması üzerine aramak, aramaya inanmaktır ama; önce aşkı bir zamanlar konulduğu yerden çıkarıp almak, yıkayıp kurulamak, buruşuk elbiselerini güzel kokulara bulayıp kırışıklarını süslemek gerekir. kırıklar tamir olmaz, yen içinde kalmaz aşkta, ikinci ya da üçüncü sözde görünür, görülür. zaten iki şey vardır; göstermek istemek vardır, saklamaya çalışmak.. eski kırıklar saklandıkca kaybolur, göstermek istendikçe yeni aşkın hiçbir yolu yoktur, çıkmaz olur.
yorgun bir kalp için durup soluklanacak bir yer arayışıdır. aslında o da mutlu olmak için daha fazla koşması gerektiğinin farkındadır, durmak kaybolmaktır.. bağlanmaktır.. alışmaktır.. alışmak zordur, bağlanmak tuhaftır; yorgun bir kalp için aşk zaten sığınmak adı altında teslim olmaktır.
"belki dünyanın bir ucunda bekliyordur,
burnumun ucundadır ya da bilmiyorum.
kimseye uymayan bir elbise gibi elimde,
olmadığını biliyorum ama aşkı arıyorum."
güzel kalpler gündeliklerle aşkı geçiştirmez, arayıp durur..
bulamasa da, sonunda gündeliklere bulaşmamış bir kalp olur.
ve her güzel kalp sonunda aradığını bulur, bulduğu en doğrusudur..'
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
let's go
Yorum Gönder