14.9.09

u're mine

bana göre 'o' zümrüdüanka kuşundan farksız.. her zaman küllerinden yeniden doğabilecek olan.. belki şu an son demindeyiz ama,
biliyorum, 'o' zümrüdüanka kuşu..

'biz' ise şarkı sözü gibiyiz, anka kuşu kanat çırparken etrafımızda, dökülen dudaklarımızdan..
belki şu an acıtır canımızı ama,
biliyorum..

'we'll sing these stupid songs forever'

12.9.09

yalan

bugün bunu düşündüm.
yalanlarımıza kendimiz bile inanıyoruz..
ama güzel bir yalansa neden olmasın ki ? :)

'u should be in my space..'

10.9.09

better together

canım sıkıldığında kaçacak bir yer arıyorum ama hep olduğum yerde kalıyorum. ben bu yüzden müzik dinlemeyi çok severim. hemen birkaç şarkı ekliyorum playliste ve işte istediğim yerdeyim. çok garip değil, hayalperest olunca insan, olmak istediği yerde hayallerinde bile mutlu olabiliyor. zaten öbür türlü kaçmak isteyip kaçamamak daha çok üzüyor. her sabah erkenden kalkıp denize bakıyorum, güneş doğmaya yakın, yavaş yavaş aydınlanmaya başlayan gökyüzü.. ben bu yüzden müzik dinlemeyi çok seviyorum. playlistime birkaç güzel şarkı daha ekleyip, penceremi açıyorum. sonra güzel düşler.. canım sıkıldığında, kaçacak bir yer aradığımda yapacak bir şey yok, burda deniz, pırıltılı dalgaları, sabah güneşi, güzel müzikler, biraz da sıkkın bir zaman var. hep beraber çok da iyiyiz. kalan zaman güzel arkadaşlarla muhabbetler, biraz da rapor(!) _aslında gerçekten bu rapordan ne zaman kurtulacağım diye yakınmaya başladım, hiç hoş değil hiç_ özellikle rapordan sonra, hele de canın sıkılmışsa, yapılması gereken bellidir. işte ben bu yüzden müzik dinlemeyi çok severim. ve uykuya dalmadan önce en güzel şey.. müzik..

sen de bunu dinle >> jack johnson - better together

9.9.09

Aralık 1882

'Lou,

Ne kadar acı çekiyor olduğum, sevgili Lou, kendini tekrar bulup bulmaman sorunuyla bağlantılı değil. Senin kadar zavallı bir insanla hiç uğraşmamıştım:

cahil, ama zeki
bilinen şeyleri değiştirmekte usta
bu kusuru tatsız, ama saf
genellikle inatçılığından, küçük sorunlarda dürüst ve adil
sorun büyüdüğünde bütün duruşu korkakça
sahtekarca
neredeyse tamamen duyarsız
ruhsuz ve sevgisiz
iş duyguya gelince, hep hastalıklı, neredeyse deli
iyiliği dokunanlara utanmadan vefasız ve arsız

özellikle
güvenilmez
terbiye edilmemiş
onurdan nasibini almamış
beyni ruhunun ilk işareti
kedi karakterli, ev kedisi kılığında yırtıcı bir hayvan
aristokratlarla olan yakınlığıyla aristokrat olarak anılan
iradesi güçlü, ama hedefi zayıf olan
azim ve saflıktan yoksun
şehvetin yerine zalimliği koyan
cinsel zayıflık ve erteleme yüzünden çocuk gibi bencil
Tanrıyı seven ama insana karşı sevgi duymayan
gelişmeye muhtaç olan
kurnaz, tam bir otokontrolle erkeğin cinselliğinden söz eden.

Sevgiler,
F.N.'

J

7.9.09

kuru üzümler ne kadar çok!

kendime not :

biz bir kitabın iki kahramanı; ben, 'tek aşk'a inanan, hayalperest, belki biraz vurdumduymaz biri, sen, daha gerçekten tanımadığım ama onu kazanmak için heyecanla ve yeni fikirlerle sürekli karşısına çıktığım bir yabancı..
her şey ne ile mi başladı?
her şey; bir kaç selam, bir kaç güzel söz, biraz reçel, belki şekerli şeyler, işte bunlardı ve biz de böyle başladık.
bitti mi dersin?
bilmem daha kitabı bitirmedim, umarım sonunda sen ağlarsın, ben dinlerim.. sonra birbirimize bakar ve güleriz.. yine bir sonuca varamayız belki ama önemi yok. bilirsin netlik olmayan durumlarda bile her zaman kendinden emin görünme yeteneğine sahibim. zaten sen de daha nice güzel sohbetler diler, yoluna devam edersin.

kendime not 2 :

bazen bazı şeyleri başa sarmak iyidir.

o'na not :

ben başa sararken sen de gelsen.

3.9.09

i've so many raisins to luv u

kayıt :
 
kuru üzüm?


 

J's Süpernova !