nevşehir'de çalıştığım süreçte bi ton saçma sapan insanla çalıştığım için baya bi alıştım tabi ben. ama düşününce acaba alışmak ne kadar doğru? önceden olsa hemen alevlenip ortalığı velveleye verip 'sen kim köpeksin' moduna girdiğimden, şimdiki bu sakinlikten olumlu bi anlam çıkarmalı mıyım bilemedim. şu da bi gerçek ki, kendi psikolojik sağlığını düşünüyorsan bence sakin kalmak en iyisi.
neyse, sonuç olarak, bana kanlı ay tutulmaları, bana merkür retroları işlemiyor cancağızlarım. bu sakinliğimden hayli memnunum ve 'iyilik yap iyilik bul, kötülük yaparsan bi yerde belanı bulursun ne idüğü belirsiz insan evladı' felsefesinin bi yerde birilerine haksızlık yapanları haklayacağını hissediyorum.
--- şimdi reklamlar ---
bu hissiyatla hemen buraya da bi reklam sıkıştırmak isterim. odtü'de seçmeli dersini aldığım hocalarımdan biri olan dr. psikolog özge mergen'in çok tatlı bi instagram hesabı var. paylaştığı fotoğrafların altına tatlı tatlı notlar yazıyor. etkileşim için şuradan buyurun o zaman, tık tık --- @drozgemergen
hani arada can sıkıntısına birebir mesajları var.
ağırlaştığını hissettiğinde oku, hafifle:
"hafifle.. ağırlaştıran ne varsa bırakarak hafifle.. o gün verilebilecek en iyi kararı verdim çünkü koşullar ve o günkü bilgim duygum buydu de.. suçlayarak değil anlayarak hafifle.. onu mutlu edemedim yerine keşke mutluluğu fark edebilse, yaşamaya izin verse de.. ona ait sorumlulukları ona bırakarak hafifle.. onun da benim de elimizden bu kadarı geliyor de.. çekiştirmeyi bırakıp kabul ederek hafifle.. yapmak zorundayım yerine şu sebeple yapıyorum de.. gerekçene sahip çık hafifle.. ya da bu bana hiç uymuyor de.. kendini yapmak zorunda bırakma vazgeçerek hafifle.. benden adam olmaz yerine neyi nasıl oldurmuyorum diye sor.. yargılamayı bırak merak ederek hafifle.. hangi gün ağırlaştıysan o güne dön, yükleri bırak, hafifle.. kuşlar gibi.."
bir de yeri gelmişken bu pazartesi sendromlu, atarlı giderli günde canım iş arkadaşlarımdan birini üzdüler diye şunu da paylaşmak isterim. arada sırada, bana havale edilen haber çıktısını hatırla, biraz nefes al, gülümse.. nefes almak güvenli, gülümsemek serbest :)
"her şey üzerinize üzerinize geldiğinde kendinizi ne yaparak sıkıştırdığınızı fark etmek önemlidir.. nefesinizi nasıl tuttuğunuzu, nefesi tutarak ciğerlerinizi, göğüs kafesinizi sonra tüm bedeninizi nasıl küçülttüğünüzü fark etmek aynı zamanda ne yapmadığınızı fark etmenizi sağlar.. böylece nefes almak, göğsü açmak, genişlemek de yapılabilecek seçimler olarak belirir.. kollarınızı bağlayıp sıktığınızı fark edince açmak, başınızı öne eğdiğinizi fark edince yukarı bakmak, kendinizi içeride tuttuğunuzu fark edince dışarı çıkmak, sesinizi kıstığınızı fark edince bağırmak, birilerini çağırmak mümkün olur.. ne hissetmemeye çabaladığınızı fark edince hissetmeye izin vermek, duygunuzun adını koymak, ondan güç ve enerji almak, harekete geçmek kolaylaşır.. kendisini nasıl sıkıştırdığını bilen, diğerini nasıl sıkıştırdığının da farkına varır, böylece kendini de diğerini de serbest bırakabilir, ilişkiler nefes alır, güzel yakınlıklar kurulur.. harekete, temasa, doyuma yer açılır.."
nefes alan ilişkilere, güzel yakınlıklara..
bitti.