biraz muhabbetin ardından ayrıldık. o yine yapayalın bir halde yollara düşecekti. bu sefer gerçekten öyle olduğunu taa derinden hissedebiliyordum hem de. hiçbir zaman tam zamanında gelmeyen otobüs bekletiyordu soğukta onu. biliyordum, soğuk içine işliyordu ama o sesini çıkarmadan bekliyordu. belki de kızıyordu bana içinden kim bilir. sonunda otobüs geldi. bindi ve gitti.
mesaj atsam iyi olur dedim. saçma sapan hareketlerime anlam veremiyor, beni uzak gördükçe kendini de uzak tutuyordu benden. haklıydı. ben bile ne yaptığımı bilmiyorken, o nasıl bir şeyler yapabilirdi? ne yazsam diye düşünürken her zaman olduğu gibi zaman su gibi akıp geçmişti. acelem yoktu ve kaybedecek bir şeyim de yoktu ama anlam veremediğim bir his engelliyordu beni. ona hep uzak olmalıyım hissi. belki de
gitti bu sefer. gitti bile. ve ben, her zamanki gibi ne halt ettiğimi bilmiyordum.
6 yorum:
Sebepsiz ayrılıkları hiç sevmem. :(
Belki de sebepsiz değildir hı? Kim bilir? :)
O zaman şöyle diyelim. Sebebinin ne olduğunu tam olarak tanımlayamadığım ayrılıkları hiç sevmem..
Belki sen sebebini biliyorsundur. Şansımı çok zorlamıyorum ve susuyorum..
ah bi bilsem. :)
bu bağlanma korkusu her yerden çıkıyor, asıl sorun o.
her yerden kastın? hep aynı yerden sanırım. :D ahaha.
Yorum Gönder